top of page

Neden Sabun Üretiminde Kül Kullanmıyoruz?

Aşındırıcılığının fazla olması yanısıra, laboratuvar ortamında, kontrollü bir şekilde üretilmediği ve rastgele oluştuğu için kül, diğer endüstriyel kostiklerin aksine, çok “kararsız” bir karaktere sahiptir. Yani girdiği kimyasal tepkime esnasında, nasıl bir sonuç vereceği kestirilemeyecek bir haldedir. Bu da insan sağlığı açısından tehlike arz etmektedir.

 

Sabunlaşmayı sağlayan şey, yağ asitlerinin alkali değeri 12 ph'a eşit yahut üstündeki herhangi bazik bir malzemeyle girdiği kimyasal tepkimedir. Bu tepkime sonucunda yağ asidi, asidik özelliğini, baz (kostik) ise, bazik özelliğini yitirir ve ortaya su ve tuz çıkar. Burada bahsettiğimiz tuz bizim sabun diye adlandırdığımız, doğal temizleyici maddedir.


Günümüzde sabun yapımında genel itibarı ile iki farklı bazik (kostik) malzeme kullanılır. Bunlardan biri Sodyum Hidroksit, diğeri ise Potasyum Hidroksittir. Bu iki farklı malzeme, belirli bir formül gözetilerek, yine belirlenmiş miktarlarda 'saf ' (ionize) su ile karıştırılarak, ph derecesi sabit fakat solüsyon içindeki yoğunluğu farklı, çözeltiler oluşturulur.


Her iki maddenin kullanım yeri ve amacı birbirinden farklılıklar gösterir. Misal Sodyum Hidroksit katı sabun yapımında kullanılırken, Potasyum Hidroksit, yumuşak (arap) sabun yapımında kullanılır ve yumuşak sabunların katılaştırılması dışarıdan müdahale olmaksızın mümkün değildir.



Gelelim sabun yapımında kullanıldığı söylenen 'kül'e. Kül çeşitli bitkilerin yanması sonucu ortaya çıkan maddedir ve içerisinde çeşitli yan ürünler barındırır, bunlardan bir tanesi de “Potasyum Hidroksittir”. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, potasyum hidroksit, yumuşak sabun yapımında kullanılan bir başka bazik (kostik) maddedir ve üstelik doğası gereği ph değeri ve aşındırıcılığı Sodyum Hidroksitten çok daha fazladır. Yani gündelik dildeki anlamı ile, evet kül de “kostiktir” ve üstelik tahrip gücü (aşındırıcılığı), Sodyum Hidroksitten daha fazladır. Aşındırıcılığının fazla olması yanısıra, laboratuvar ortamında, kontrollü bir şekilde üretilmediği ve rastgele oluştuğu için bu kostik, diğer endüstriyel olanların aksine, çok “kararsız” bir karaktere sahiptir. Yani girdiği kimyasal tepkime esnasında, nasıl bir sonuç vereceği kestirilemeyecek bir haldedir. Bu da insan sağlığı açısından tehlike arz etmektedir.


Hepsine ek olarak, söz konusu külün üretilmesinde “meşe” gibi ağaçlar kullanılmakta ve 1 kg sabun üretebilmek için yakmanız gereken meşe odunu yaklaşık 400 kiloya tekabül etmektedir. Bu konu açıldığında genelde söylenen, “biz külü fırınlardan alıyoruz” olmaktadır, fakat bu da gerçeği yansıtmaktan çok uzaktır; zira, o kadar büyük miktarda külü fırınlardan elde etmenin imkansızlığına rağmen, elde edeceğiniz külün içerisinde farklı odun ve madde karışımlarında bulunacaktır -ki, bu da sizin uygun ph derecesine sahip kostiği elde etmenize engel teşkil etmektedir.


Bu durumda akla ister istemez şu soru takılmaktadır; “neden bunca zaman kül suyu kaynatmakla, onca ağaca kıymakla uğraştık, buna ne gerek vardı ? Baştan Sodyum Hidroksit kullanarak üretseydik ? O da doğal, sonuçta sofra tuzudan elde ediliyor.” Bu gezegen koşullarında kimyasal olarak mümkün olmayan bir şeyi, sırf biz yaptık ve doğal malzemeler ile (tuzdan üretilen kostik de doğaldır oysa ki) yaptık diyebilmek adına, reçetesinden ve doğasından uzaklaştırdıkları ürünleri, son kullanıcının doğru bildiği yanlışları manüpüle ederek, insanlara şirin gözükme çabasıyla ortaya atılan iddialar ile pazarlayanlara inanmayın !

bottom of page